ŞİRK VE ORTAK KOŞANLARI UYARAN AYETLER 2
 İslam’ın  geldiği  yıllarda da  Arabistan  halkında  tek  tanrı  inancı  vardı,  ancak  çeşitli  şekillerde  Allah’a  ortak  koşuyorlardı.  Mekkeliler,  Melekler  Allah’ın  kızlarıdır  diyorlardı,  bir  kısım  müşrikler de,  Allah’a  yaklaşmak  için  veli,  evliya  dedikleri  Allah’ın  put  olarak  belirttiği  putlara  yalvarıp  tapıyorlardı.   Yahudiler  Üzeyir  Allah’ın  oğlu  derken,  Hıristiyanlarda  İsa  Allah’ın  oğlu  diyorlardı.  Bu  günde  değişik  versiyonda,  veli,  evliya,  yatır,  ve  şeyhlere   tapılarak  şirk  ve  ortak  koşuluyor.  Biz  ortak  koşmuyoruz  dememiz  bir şey  ifade  etmiyor,  önemli  olan  o  iş  ve  ameli  belirleyen  Allah’ın  demesidir,  bizim  yok  dememiz  sadece  zandır,  zan da  bir şey  ifade  etmez.  Allah  nasıl  uyarıyor  bakalım,  12/Yusuf  106, “İnsanların  çoğu,  ancak  ortak  koşarak  Allah’a  iman  ederler.”  12/Yusuf  108, “Resulüm  de ki: bu  benim  yolumdur,Ben  Allah’a  çağırıyorum,  ben  ve  bana  uyanlar  aydınlık  bir  yol  üzerindeyiz. Allah’ı  ortak  koşmaktan  tenzih  ederim ve ben ortak  koşanlardan  değilim.”  10/Yunus  104, “De ki: Ey  insanlar,  Benim  dinimden  şüphede  iseniz,  bilin ki  ben  Allah’ın  yanında  sizin  taptıklarınıza  tapmam,  fakat  ancak  sizi  öldürecek  olan  Allah’a  kulluk  ederim.  Bana,  müminlerden  olmam   emir olundu.”  10/Yunus  105,  “Ve  bana  hanif/Allah’ın  birliğini  tanıyıcı  olarak  yüzünü  dine  çevir,  sakın  müşriklerden/ortak  koşanlardan  olma  diye  emir  edildi.”  10/Yunus  106, “Allah’ın  yanın da,  sana  fayda  ve  zarar  vermeyecek  şeylere  tapma,  eğer  bunu  yaparsan,  o  takdirde  sen  mutlaka  zalimlerden,  şirk  ve  ortak  koşanlardan  olursun  denildi.”   Şimdi  bunca  ayete  rağmen,  kalkıp  Peygamberimiz de  sahabesi de  tarikattaydı,  tarikatlar,  cemaatler  peygambere  ve  sahabelere  dayanıyor  demek,  başta  Allah’a,  peygambere,  sahabelere  iftira  ve  zulümdür,  bu  vebal  çok  ama  çok  ağırdır.  Allah  yasaklayacak,  peygamberi  Allah’ın  yasakladığı  şeyi  yapacak,  buna da  inanılacak,  olacak  şey mi?  106.  Tıncı  ayette  eğer  bunu  yaparsan,  o  takdirde   sen  mutlaka  zalimlerden/şirk  ve  ortak  koşanlardan  olursun  deniyor. Ayetlere  bu  kadar  ters  düşmek,  zaten  tam  anlamıyla  şirk  ve  ortak  koşmanın  alasıdır.  10/Yunus  35,  “De  ki: ortak  koştuklarınızdan  hakka  iletecek  olan  var mı?  De ki:  Hakka  ancak   Allah  iletir,  öyleyse  hakka  ileten mi  uyulmaya  daha  layıktır,  yoksa  hidayet  verilmedikçe  kendi  kendine  doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl böyle yanlış hükmediyorsunuz?  28/Kasas  62, “Ahrette  Allah  onları  çağırarak,  Benim  ortaklarım  olduklarını  iddia  ettikleriniz  hani  nerde  diyecektir.”Allah,  insanın  iyi  ve  doğru  olanı  seçmesini  istemiş,  bunu  için  kitap,  peygamber,  akıl  ve  irade  vermiştir.
İslam’ın  geldiği  yıllarda da  Arabistan  halkında  tek  tanrı  inancı  vardı,  ancak  çeşitli  şekillerde  Allah’a  ortak  koşuyorlardı.  Mekkeliler,  Melekler  Allah’ın  kızlarıdır  diyorlardı,  bir  kısım  müşrikler de,  Allah’a  yaklaşmak  için  veli,  evliya  dedikleri  Allah’ın  put  olarak  belirttiği  putlara  yalvarıp  tapıyorlardı.   Yahudiler  Üzeyir  Allah’ın  oğlu  derken,  Hıristiyanlarda  İsa  Allah’ın  oğlu  diyorlardı.  Bu  günde  değişik  versiyonda,  veli,  evliya,  yatır,  ve  şeyhlere   tapılarak  şirk  ve  ortak  koşuluyor.  Biz  ortak  koşmuyoruz  dememiz  bir şey  ifade  etmiyor,  önemli  olan  o  iş  ve  ameli  belirleyen  Allah’ın  demesidir,  bizim  yok  dememiz  sadece  zandır,  zan da  bir şey  ifade  etmez.  Allah  nasıl  uyarıyor  bakalım,  12/Yusuf  106, “İnsanların  çoğu,  ancak  ortak  koşarak  Allah’a  iman  ederler.”  12/Yusuf  108, “Resulüm  de ki: bu  benim  yolumdur,Ben  Allah’a  çağırıyorum,  ben  ve  bana  uyanlar  aydınlık  bir  yol  üzerindeyiz. Allah’ı  ortak  koşmaktan  tenzih  ederim ve ben ortak  koşanlardan  değilim.”  10/Yunus  104, “De ki: Ey  insanlar,  Benim  dinimden  şüphede  iseniz,  bilin ki  ben  Allah’ın  yanında  sizin  taptıklarınıza  tapmam,  fakat  ancak  sizi  öldürecek  olan  Allah’a  kulluk  ederim.  Bana,  müminlerden  olmam   emir olundu.”  10/Yunus  105,  “Ve  bana  hanif/Allah’ın  birliğini  tanıyıcı  olarak  yüzünü  dine  çevir,  sakın  müşriklerden/ortak  koşanlardan  olma  diye  emir  edildi.”  10/Yunus  106, “Allah’ın  yanın da,  sana  fayda  ve  zarar  vermeyecek  şeylere  tapma,  eğer  bunu  yaparsan,  o  takdirde  sen  mutlaka  zalimlerden,  şirk  ve  ortak  koşanlardan  olursun  denildi.”   Şimdi  bunca  ayete  rağmen,  kalkıp  Peygamberimiz de  sahabesi de  tarikattaydı,  tarikatlar,  cemaatler  peygambere  ve  sahabelere  dayanıyor  demek,  başta  Allah’a,  peygambere,  sahabelere  iftira  ve  zulümdür,  bu  vebal  çok  ama  çok  ağırdır.  Allah  yasaklayacak,  peygamberi  Allah’ın  yasakladığı  şeyi  yapacak,  buna da  inanılacak,  olacak  şey mi?  106.  Tıncı  ayette  eğer  bunu  yaparsan,  o  takdirde   sen  mutlaka  zalimlerden/şirk  ve  ortak  koşanlardan  olursun  deniyor. Ayetlere  bu  kadar  ters  düşmek,  zaten  tam  anlamıyla  şirk  ve  ortak  koşmanın  alasıdır.  10/Yunus  35,  “De  ki: ortak  koştuklarınızdan  hakka  iletecek  olan  var mı?  De ki:  Hakka  ancak   Allah  iletir,  öyleyse  hakka  ileten mi  uyulmaya  daha  layıktır,  yoksa  hidayet  verilmedikçe  kendi  kendine  doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl böyle yanlış hükmediyorsunuz?  28/Kasas  62, “Ahrette  Allah  onları  çağırarak,  Benim  ortaklarım  olduklarını  iddia  ettikleriniz  hani  nerde  diyecektir.”Allah,  insanın  iyi  ve  doğru  olanı  seçmesini  istemiş,  bunu  için  kitap,  peygamber,  akıl  ve  irade  vermiştir.
Allah dostlarının ve din büyüklerinin/Peygamberler/veli/evliya/yatır/alim ulema/kutup/şeyh/efendi ve sair kimselerin Allah ile kul arasında aracılık yapacağına ve kulları hatırları aracılığı ile kurtaracaklarına dair tüm hurafe inanışları, bakın Allah nasıl ret ediyor. 23/Sebe 22, “Şirk ve ortak koşan müşriklere de k: Allah’ın yanında başka tanrı saydığınız/kutsayıp/ibadet ettiğiniz şeyleri çağırın, onlar ne göklerde, ne de yerde zerre ağırlığınca bir güce/kayırıcılığa/kurtarıcılığa sahip değillerdir. Onların yanımda/mülkümde hiçbir ORTAKLIĞI yoktur. Allah’ın, onlardan bir YARDIMCISI da yoktur.” 23/Sebe 31, “…Rablerinin huzurunda tutuklanmış, birbirlerine suçu atarken bir görsen, zayıf sayılanlar/uyanlar, büyüklük/taslayanlara/uyulanlara siz olmasaydınız elbette biz inanan insanlar olurduk derler.” 23/Sebe 32, “Büyüklük taslayanlar/uyulanlar, zayıf sayılanlara/uyanlara kıyamet gününde, size hidayet/Kuran geldikten sonra sizi Kuran’dan biz mi çevirdik, bilakis siz suç işliyordunuz derler.” 23/Sebe 33, “Zayıf sayılanlar uyanlar da, büyüklük taslayanlara/uyulanlara, hayır gece gündüz işiniz bizi kandırıp tuzak kurmaktı. Çünkü siz daima, Ayetlere uymamamızı, Allah’a ortak koşmamızı bize emrederdiniz derler. Artık azabı gördüklerinde, için, için yanarlar, Biz de o inkar edenlerin boyunlarına demir halkalar takarız. Onlar ancak yaptıkları günahları yüzünden cezalandırılırlar.” Ayrıca bakın 37/Saffat 28, “Uyanlar, uydukları adamlara, siz bize sağdan gelirdiniz, sureti haktan görünürdünüz derler.” 37/Saffat 29, “ Ötekiler uyulanlar da, bilakis siz inanan kimseler değildiniz derler.” 37/Saffat 30, “Bizim sizi zorlayacak bir gücümüz yoktu. Fakat siz kendiniz azgın bir toplumdunuz drler.” 37/Saffat 31, “Onun için Rabbimizin hükmü bize hak oldu, biz hak ettiğimiz cezayı mutlaka tadacağız.” 37/Saffat 32, “Fakat biz sizi aldatmadık, açıkça saptırdık, çünkü biz zaten sapmış kimselerdik.” 37/Saffat 33, “Muhakkak o gün, onlar azapta ortak olacaklardır.” 37/Saffat 34, “İşte Biz, suçluları böyle cezalandırırız.” 37/Saffat 35, “Çünkü onlara, Allah’ın yanında başka hatırlı/aracı/şefaatçi/kurtarıcı/kayırıcı yoktur denildiğinde kibirle direnirlerdi.” 32/Secde 12, “O günahkarların, Rableri huzurunda başlarını öne eğerek Rabbimiz, gördük, duyduk, şimdi bizi dünyaya geri gönder de iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık diyecekleri zamanı bir görsen.” Allah bunca ayeti göndermiş ve insanları uyarmıştır, fakat insanların büyük bir kısmı hala ayak diremekte devam ediyorlar. Bu ayetler, bunların elindeki Kuran’da yok mu elbette var ama ne okuyup anlıyorlar, ne de okutuyorlar.



















