ALLAH’A NASIL ORTAK KOŞULUYOR 2
 Deniyor ki,  biz  kötü  niyetle  yapmıyoruz  iyi  niyetle  yapıyoruz  bu  niçin  şirk  ve  ortak  koşmak  olsun.  sanki  bizim,  elimizde de  biz,  bunlara  şirk  ve  ortak  koşmak  diyoruz.   Bu  yetki  sadece  Allah’a  aittir,  Allah  bunlara  şirk  ve  ortak  koşmak  diyor,  Allah’ın  rızası  dışında  bir  gaye  gözeten,  ibadetiyle   Allah  dışında  herhangi  bir  şeye  yaklaşmak/kutsamak  gayesi    güden  her  insan  şirke  bulaşır ve ortak koşmuş  olur. Allah’ın  varlığını,  inkar  nasıl  şirk  oluyorsa,   hayır  için  ayrı  bir  ilah,  şer  için  ayrı  bir  ilah,  dua  için  ayrı  bir  ilah,  Allah’a  yaklaşmak için  ayrı bir ilah,  şefaat  için ayrı  bir ilah v.b  gibi,  bunlar  yapılıyor,  Allah’ta  bunlar  yalnız  benim  yetkimdedir,  Ben  tekim  ve  bunların  hepsini  Ben  karşılarım, eğer  bu yetkilerimi  birilerine yakıştırırsanız,  bunlar sayesinde  biz  Allah’a  yaklaşacağız, duamız  Allah’a bunların hatırına  ulaşıp, kabul olacak,  bunlar şefaat edecekler gibi Allah’a  ait yetkiler, Allah’la  beraber  paylaştırılmış  olduğundan  bu  şirk  ve  ortak  koşmak  oluyor.  39/Zümer  36,  “Allah  kuluna  kafi değil midir? Sizi O’ndan başkalarıyla korkutuyorlar…” 18/Kehf 102,“Kafirler,  Benim  dışımda,  kullarımı  evliya  edineceklerini mi  sandılar?  Biz  cehennemi  kafirlere  bir  konak  olarak  hazırladık.”  18/Kehf  110, “De ki: Ben  yalnızca  sizin  gibi  bir  insanım/beşerim, şu var ki bana, İlahınızın sadece bir ilah olduğu vahiy  olunuyor.Artık  her  kim  Rabbine  kavuşmayı  umuyorsa  iyi  amel  yapsın  ve  Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak  koşmasın.” Onun için Allah,  bizleri uyarıyor  ve  şöyle  diyor, 18/Kehf  104, “  Bu  kişiler  iyi  iş/amel  yaptıklarını  sandıkları  halde,  dünya  hayatında  çabaları  boşa  giden  kimselerdir.”              Peygamberimize,  müşrikler  şöyle  diyorlar,  tanrılarımızı/putlarımızı  kötüleme,  sonra  onlar  seni  çarpar,  peygamberimizde Halit  bin  Velid’i   Uzza  adında ki  velilerini/putlarını,  ortadan  kaldırmak  için  gönderince  putların  bekçileri  Halit’e,  bak bu çok  öfkelidir  sakın  başına  bir şey  gelmesin diye korkutmuşlar,  Halit de  gidip  putun  burnunu  kırıp  sonrada  hepsini  ortadan  kaldırmıştır,  Halit’e  hiç  bir şey  olmamıştır.  Şimdide,  yatırları,  veli,  evliya  dedikleri,  şeyhleri  yani  kutsadıkları  şeyleri,  sakın  bir şey  demeyin,  kötü  düşünmeyin,  bir yerlerine  zarar  vermeyin,  sonra  sizi  çarpar ha,  diyerek  aynı  müşriklerin  kalplerindeki  mazeret  gibi,  insanları  korkutuyorlar.  Kalbinizdekini  bilir,  rüyanıza  girer,  sizi  çarpar  gibi,  aslı  esası  olmayan  hurafeler  uydurarak,  falan  yerde  şöyle  olmuş,  şöyle  korkutulmuş,  çarpılmış  gibi  efsanelerle  insanlar  korkutuluyorlar.  Peygamberimizin  şöyle  dediği  rivayet  ediliyor.  “Benim  ümmetim  içinde  şirk,  karıncanın  yürüyüşünden  daha  sessiz  ve  gizlidir.”  (Ahmet bin Hanbel, Müsned  40/403) Müslüman  dikkatli  olmalıdır.
Deniyor ki,  biz  kötü  niyetle  yapmıyoruz  iyi  niyetle  yapıyoruz  bu  niçin  şirk  ve  ortak  koşmak  olsun.  sanki  bizim,  elimizde de  biz,  bunlara  şirk  ve  ortak  koşmak  diyoruz.   Bu  yetki  sadece  Allah’a  aittir,  Allah  bunlara  şirk  ve  ortak  koşmak  diyor,  Allah’ın  rızası  dışında  bir  gaye  gözeten,  ibadetiyle   Allah  dışında  herhangi  bir  şeye  yaklaşmak/kutsamak  gayesi    güden  her  insan  şirke  bulaşır ve ortak koşmuş  olur. Allah’ın  varlığını,  inkar  nasıl  şirk  oluyorsa,   hayır  için  ayrı  bir  ilah,  şer  için  ayrı  bir  ilah,  dua  için  ayrı  bir  ilah,  Allah’a  yaklaşmak için  ayrı bir ilah,  şefaat  için ayrı  bir ilah v.b  gibi,  bunlar  yapılıyor,  Allah’ta  bunlar  yalnız  benim  yetkimdedir,  Ben  tekim  ve  bunların  hepsini  Ben  karşılarım, eğer  bu yetkilerimi  birilerine yakıştırırsanız,  bunlar sayesinde  biz  Allah’a  yaklaşacağız, duamız  Allah’a bunların hatırına  ulaşıp, kabul olacak,  bunlar şefaat edecekler gibi Allah’a  ait yetkiler, Allah’la  beraber  paylaştırılmış  olduğundan  bu  şirk  ve  ortak  koşmak  oluyor.  39/Zümer  36,  “Allah  kuluna  kafi değil midir? Sizi O’ndan başkalarıyla korkutuyorlar…” 18/Kehf 102,“Kafirler,  Benim  dışımda,  kullarımı  evliya  edineceklerini mi  sandılar?  Biz  cehennemi  kafirlere  bir  konak  olarak  hazırladık.”  18/Kehf  110, “De ki: Ben  yalnızca  sizin  gibi  bir  insanım/beşerim, şu var ki bana, İlahınızın sadece bir ilah olduğu vahiy  olunuyor.Artık  her  kim  Rabbine  kavuşmayı  umuyorsa  iyi  amel  yapsın  ve  Rabbine ibadette hiçbir şeyi ortak  koşmasın.” Onun için Allah,  bizleri uyarıyor  ve  şöyle  diyor, 18/Kehf  104, “  Bu  kişiler  iyi  iş/amel  yaptıklarını  sandıkları  halde,  dünya  hayatında  çabaları  boşa  giden  kimselerdir.”              Peygamberimize,  müşrikler  şöyle  diyorlar,  tanrılarımızı/putlarımızı  kötüleme,  sonra  onlar  seni  çarpar,  peygamberimizde Halit  bin  Velid’i   Uzza  adında ki  velilerini/putlarını,  ortadan  kaldırmak  için  gönderince  putların  bekçileri  Halit’e,  bak bu çok  öfkelidir  sakın  başına  bir şey  gelmesin diye korkutmuşlar,  Halit de  gidip  putun  burnunu  kırıp  sonrada  hepsini  ortadan  kaldırmıştır,  Halit’e  hiç  bir şey  olmamıştır.  Şimdide,  yatırları,  veli,  evliya  dedikleri,  şeyhleri  yani  kutsadıkları  şeyleri,  sakın  bir şey  demeyin,  kötü  düşünmeyin,  bir yerlerine  zarar  vermeyin,  sonra  sizi  çarpar ha,  diyerek  aynı  müşriklerin  kalplerindeki  mazeret  gibi,  insanları  korkutuyorlar.  Kalbinizdekini  bilir,  rüyanıza  girer,  sizi  çarpar  gibi,  aslı  esası  olmayan  hurafeler  uydurarak,  falan  yerde  şöyle  olmuş,  şöyle  korkutulmuş,  çarpılmış  gibi  efsanelerle  insanlar  korkutuluyorlar.  Peygamberimizin  şöyle  dediği  rivayet  ediliyor.  “Benim  ümmetim  içinde  şirk,  karıncanın  yürüyüşünden  daha  sessiz  ve  gizlidir.”  (Ahmet bin Hanbel, Müsned  40/403) Müslüman  dikkatli  olmalıdır.
Allah, vahyini gönderirken emri ve onu tebliğ eden, hayata uyarlayan peygamberlerin ana uğraşları, birinci derecede Allah’a doğru bir inanç, şirkten ve ortak koşmadan insanlığı uzak tutmak öğretisi olmuştur. Eğer insanlar Allah’a doğru bir şekilde, tam anlamıyla inansalardı, peygamberleri, melekleri, cinleri, veli, evliyaları, yatırları, şeyhleri, kutupları, mezhepleri, tarikatları v. b. Gibileri tanrılaştırmayacaklardı, mezarlardan, türbelerden, ölülerden ve kutsadıkları sağ olanlardan yardım dileyip, onları aracı, şefaatçi sanıp ve dualarının onlar aracılığı ile kabul olacağına inanmazlardı. 25/Furkan 55, “Yinede onlar, Allah’ın yanında kendilerine ne fayda ne de zarar verebilen şeylere kulluk ediyorlar. İnkarcılar da Rabbine karşı uğraşıp durmaktadırlar.” 40/Mümin 73, “ Ve onlara sorulacak, hani nerede ilahlık ortaklık yakıştırdığınız varlıklar. 40/Mümin 74, “İlahlık sıralamasında Allah’ın astlarından saydığınız/kutsadığınız varlıklar, onlar şöyle cevap verecekler, bizi terk ettiler. İşin doğrusu, daha önceden biz sanki hiçbir şeye yalvarıp yakarmamışız. İşte Allah gerçeği inkar edenleri böyle şaşırtır.” Yine bakın, 7/Araf 194, “Allah’ın yanında taptığınız şeyler sizler gibi kullardır. Onların kutsallığı ve faydası varsa, iddianızda doğru iseniz, onları çağırın da size cevap versinler.” 12/Yusuf 40, “Allah’ın yanında, kutsayıp taptığınız şeyler, başka değil, yalnızca sizin ve atalarınızın, Allah’a ait yetkileri kendilerine yakıştırdığınız isimlerdir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm sadece Allah’a aittir, Allah size kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din budur, fakat insanların çoğu bundan habersizdir.” 53/Necm 23, “Bunlar/kutsadıklarınız sadece sizin ve atalarınızın uydurduğu isimlerden başka bir şey değildir. Allah bunlara hiçbir yetkisini ve otoritesini devretmemiştir. Onlar ancak sadece zanna ve nefislerinin arzularına uyuyorlar, halbuki kendilerine Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir.” 13/Rad 33, “Herkesin kazandığını gözetleyip muhafaza edenle, hiç böyle yapamayan acaba bir olur mu? Onlar Allah’a ortak koştular. De ki: onlara keyfinize göre ad verin, yoksa Allah’a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz? Doğrusu inkar edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan ayrıldılar. Kim saparsa, artık onu Allah’tan başka doğru yola iletecek yoktur.” 46/Ahkaf 5, “Allah’ın yanında kıyamete kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere tapandan daha sapık kimdir, onlar bunların tapmalarından habersizdir.” Buyurun gavs, kutup, şeyh, yatır, türbe, veli, evliyadan yardım isteyene cevap.
Amellerinde, şirk ve ortak koşma işleri bulunanların, amellerini boşa çıkartacağını, Allah ayetiyle açıklayıp uyarmaktadır. Çünkü şirk ve ortak koşmak amelleri yolundan sapıtıp kirlettiği için ameller boşa gitmiş oluyor. 6/Enam 88, “Bu Allah’ın rehberliğidir, O bununla kullarından dilediğini ve isteyenleri doğru yola ulaştırır. Eğer onlar şirk ve ortak koşmuş olsalardı, yapmış oldukları her şey/amelleri kesinlikle boşa gitmiş olurdu.” Yine bir başka ayette, 14/İbrahim 18, “Rablerini inkar edenlerin durumu şudur. Onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler, işte iyiden iyiye sapıtma budur.” 18/Kehf 102, “ İnkarda ısrar edenler, Benimle birlikte kullarımı evliya edineceklerini mi sandılar? Biz cehennemi inkarcılara bir konak olarak hazırladık.” 18/Kehf 103, “De ki: Size yaptıkları işler/ameller bakımından en çok ziyana uğrayanları bildirelim mi?” 18/Kehf 104, “Bunlar, iyi işler/ameller yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir.” 28/Kasas 88, “Allah ile birlikte başka bir tanrıya tapıp yalvarma, Allah’tan başka tanrı yoktur, O’nun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnız Allah’ındır ve siz ancak Allah’a döndürüleceksiniz.” 26/Şuara 213, “ O halde sakın Allah ile beraber başka bir tanrıya kulluk ve dua edip yalvarma, sonra azap edilenlerden olursun.” 72/Cin 18, “Mescitler/secde edilen her yer, şüphesiz Allah’ındır, o halde Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın/yani kulluk etmeyin.” 72/Cin 20, “De ki: Ben ancak Rabbime yalvarırım ve O’na kimseyi şirk ve ortak koşmam.” 39/Zümer 64, “De ki: Ey cahiller, benden, Allah’tan başkasına kulluk etmemi mi istiyorsunuz.” 39/Zümer 66, “Hayır yalnız Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol.” 39/Zümer 45, “Allah, tek olarak anıldığı zaman, ahrete inanmayanların içlerini sıkıntı basar. Ama, Allah’ın yanında, başkaları da anıldığı zaman hemen yüzleri güler.” Allah, Kuran’da şirk ve ortak koşma pisliğinden kurtulmayan hiç bir kimsenin, ahretinin sağlam olmayacağını haber veriyor. 4/Nisa 48, 116, “Allah, kendisine şirk ve ortak koşulmasını asla bağışlamaz, bundan başka günahları dilediği kimse için bağışlar, Allah’a ortak koşan kimse büyük bir günah işlemiş, iftira etmiş, tamamen sapıtmıştır.” 16/Nahl 74, “Allah’a birtakım benzerler icat etmeyin, çünkü Allah her şeyi bilir siz ise bilemezsiniz.” 19/İnsanlardan bir kısmı, kendilerine bir itibar ve kuvvet vesilesi olsun diye Allah’ın yanında tanrılar edindiler.” Allah bu ve benzeri ayetleri ayet’leri boşa göndermemiştir, bizleri uyarmak için gelmiştir.
Allah, Kuran’da kendisinden başka Rab edinilmemesini, kendisine yaklaşmanın önünde gelen şartı saymaktadır. Bazıları zannediyor ki, Allah’a ortak koşmak için, Allah ikidir, üçtür, beştir, ondur demektir. Hayır ortak koşmak, Allah’ın sıfatlarını, hakimiyetini, din de hüküm koyma, kaybı bilme, her yerde hazır, her an yaratan, rızık veren, bilen, gören, tek Allah olduğunu, dualara cevap veren, günahları bağışlayan gibi özelliklerini Allah dışında kutsadıkları yaratılan kişi ve nesnelere verip onlarda görmek. Şirk ve ortak koşmak için illaki yalnız Mekkeli mi olmak gerekiyor. Millet zannediyor ki, yalnız Mekkeliler müşrik idiler, hayır Allah Kuran’da sadece Mekkelilerden örnekler vermiyor başka kavimlerden de örnekler veriyor. Mesela, Nuh, Hud, İbrahim gibi peygamberlerin milletlerinden de örnek veriyor. Çevrenize şöyle bir bakmanız yeterlidir, gördükleriniz ve duyduklarınız bunların durumunu ortaya koymuyor mu? Falan yatırın kabri başında dua eden insana ne istiyorsun bundan ölmüş desen, hemen, ya oğluna iyi bir gelin, kızına iyi bir koca, ya çocuğu olmuyorsa çocuk istiyorum veya ev istedim verdi şimdi araba istemeye geldim gibi, yalnız Allah’tan istenmesi gereken dua ve başka isteklerini, Allah’ın yanında başka kişileri vesile ederek istiyorlar, ama Allah bunu kabul etmiyor ve şirk ve ortak koşmak olarak açıklıyor. Bir mürit, eğer yolculuğa çıkacaksa, hemen şeyhine danışacak, şeyhinin izin vermesini ve yardımını esirgememesini ondan istiyor. Bu konularda ne yapacağımızı ve öğreneceğimiz en emin kaynağın da elbette Kuran olduğunu yine tekrar edelim, çünkü Allah’ın kitabından daha sağlam bir kaynak mı var. 22/ Hac 8,9, “İnsanlardan bazısı, bir bilgisi, bir rehberi ve vahye dayanan aydınlatıcı bir kitabı olmadığı halde, sırf Allah yolundan saptırmak için boynunu eğip bükerek kibir içinde Allah kakında tartışmaya kalkar. Onlar için dünyada bir rezillik vardır, kıyamet gününde ise onlara yakıcı bir azabı tattıracağız.” 22/Hac 12, “O Allah’la birlikte, kendisine ne faydası, ne de zararı dokunacak olan şeylere yalvarır. Bu haktan büsbütün uzak olan sapıklığın ta kendisidir.” 22/ Hac 13, “Bazen de zararı faydasından daha akla yakın olan bir varlığı/nesnelere yalvarırlar. O yalvardıkları, ne kötü bir dost ve ne kötü yoldaştır.” İnsanlık şunu aklından çıkartması gerekir, oda aracısız ne kulluk olur, ne de Allah’ın yardımı gelir düşüncesini akından çıkartmasıdır bu sanki Allah uzak onun için aracı gerekir inancıdır. Halbuki, 50/Kaf 16, “Ant olsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve Biz insana şah damarından daha yakınız.”



















