AHİRETE İMAN 1
 İmanın  temel  ilkelerinden  biri de  öldükten  sonra  yeniden  diriltilip,  kabirden  kalkmak  ve mahşer yerinde  yargılanmak  için  Allahın huzurunda  bulunmaktır.  Mahşerde,  yani  ahretteki  yargılanmanın  sonucunda,  dünyadaki  inanç  ve  yaşantıları   karşılığında  ya  cennette  sürekli  ve  mutlu  olacaklar  ya da  cehennemde    günahlarının  cezasını  sürekli  çekeceklerdir.  Ahrete  iman,  Allah’a  imandan  sonra  imanın  en  önemli  temel  ilkesidir.  En  güzel  bir şekilde  yaratılan,  ruh  ile  donatılan,  akıl  ile  bilinçlendirilen,  ilahi  emirlerle  yükümlü  ve  uygulamasını  yapmakla  görevli  olan  insan,  öldükten  sonra  bir  bitki  veya  çöpü  gibi  toprağa  dönüşüp  kalmayacak,  yeniden  diriltilip  kabrinden  kaldırılacak  ve  Ahrette  yani  mahşerde  yargılanacaktır.  İşte  aklın  görevi  ilerisini  düşünüp  gereken  önlemleri  almaktır.    Onun  için  beyinsel  özürlüler,  aklı  olmayanlar  hariç,  her  insanın  kendini  ahrete  hazırlaması  ve  gereken  önlemi  alması,  aklın  en  öncelikli  görevidir.  Çağımızda  bir  çok  olay  artık  çözülüp  anlaşılmaktadır.  Ahret  ve  kıyamet  olayı da  çeşitli  bilim  ve  teknolojiler  sayesinde  daha  iyi  anlaşılmaya  devam  edilecektir  şu da bir gerçektir ki,  çağlar  ve  teknoloji  değişip  gelişse de  inkarcıların  inançları  değişmeyecek  ve  ahrete  inanmayacaklardır.
İmanın  temel  ilkelerinden  biri de  öldükten  sonra  yeniden  diriltilip,  kabirden  kalkmak  ve mahşer yerinde  yargılanmak  için  Allahın huzurunda  bulunmaktır.  Mahşerde,  yani  ahretteki  yargılanmanın  sonucunda,  dünyadaki  inanç  ve  yaşantıları   karşılığında  ya  cennette  sürekli  ve  mutlu  olacaklar  ya da  cehennemde    günahlarının  cezasını  sürekli  çekeceklerdir.  Ahrete  iman,  Allah’a  imandan  sonra  imanın  en  önemli  temel  ilkesidir.  En  güzel  bir şekilde  yaratılan,  ruh  ile  donatılan,  akıl  ile  bilinçlendirilen,  ilahi  emirlerle  yükümlü  ve  uygulamasını  yapmakla  görevli  olan  insan,  öldükten  sonra  bir  bitki  veya  çöpü  gibi  toprağa  dönüşüp  kalmayacak,  yeniden  diriltilip  kabrinden  kaldırılacak  ve  Ahrette  yani  mahşerde  yargılanacaktır.  İşte  aklın  görevi  ilerisini  düşünüp  gereken  önlemleri  almaktır.    Onun  için  beyinsel  özürlüler,  aklı  olmayanlar  hariç,  her  insanın  kendini  ahrete  hazırlaması  ve  gereken  önlemi  alması,  aklın  en  öncelikli  görevidir.  Çağımızda  bir  çok  olay  artık  çözülüp  anlaşılmaktadır.  Ahret  ve  kıyamet  olayı da  çeşitli  bilim  ve  teknolojiler  sayesinde  daha  iyi  anlaşılmaya  devam  edilecektir  şu da bir gerçektir ki,  çağlar  ve  teknoloji  değişip  gelişse de  inkarcıların  inançları  değişmeyecek  ve  ahrete  inanmayacaklardır.
Übey bin Halef adında Mekkeli müşrik birisi eline aldığı çürümüş kemikleri Peygamberimize göstererek 36/ Yasin 78, “ Kendi yaratılışını unutarak Bize karşı misal getirmeye kalkışıp ve Ya Muhammed bu çürümüş kemikleri kim diriltecek.” diye sormuş. Bunun üzerine Allah şöyle bir uyarı ayeti göndermiştir. 36/ Yasin 79, “ De ki: Onları ilk defa yaratmış olan Allah diriltecektir. Çünkü Allah her türlü yaratmayı gayet iyi bilir.” 64/ Teğabün 7, “ İnkar edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: Hayır Rabbime ant olsun ki, mutlaka diriltileceksiniz, sora da yaptıklarınız size haber verilecektir bu Allah’a göre çok kolaydır.”
Eti, kemiği çürüyüp aslına, cevherine, mayasına yani toprak maddelerine, elementlere dönüşen insan, kesinlikle Allah tarafından yeniden diriltilip kabrinden kaldırılacak ve mahşerde yargılanacaktır. Peki nasıl diriltilecek? Cevabı şöyle veriyor Allah, 23/Müminun 13, “Sonra unu sağlam bir karargahta nutfe haline getirdik.” 23/Müminun 14 “ Sonra nutfeyi alaka aşılanmış yumurta yaptık. Peşinden alakayı bir parçacık et haline koyduk, bir parçacık eti kemiklere çevirdik, kemikleri etle kapladık. Sonra onu insan haline getirdik…”
22/Hac 5, “ Ey insanlar! Eğer yeniden diriltilmekten şüphede iseniz, şunu bilin ki, Biz sizi topraktan, sonra nutfe den, sonra alakadan aşılanmış yumurtadan, sonra uzuvları belirsiz, sora belirlenmiş canlı et parçasından uzuvları zamanla oluşan ceninden yarattık ki, size kudretimizi gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz, sonra sizi bir bebek olarak dışarı çıkartırız. Sora güçlü çağınıza ulaşmanız için sizi büyütürüz. İçinizden kimi vefat eder, yine içinizden kimi de ömrünün en verimsiz ihtiyarlık çağına kadar götürülür, ta ki, bilen bir kimse olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin. Sen yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir halde görürsün, fakat Biz üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır kabarır canlanır ve her çeşitten veya çiftten iç açıcı canlı ve bitkiler verir.” Allah insanları toprak maddelerinden yani belirli elementlerden yaratmıştır. Şöyle ki, bizler toprakta oksijen, hidrojen, azot, karbon, potasyum, kalsiyum, sodyum, fosfor, mağnezyum demir gibi, ölü atom yığınları halinde idik. Allah’ın koymuş olduğu yasa, kanun gereği ölü atomların canlı organizmaya dönüşebilmeleri için suda çözümlenmeleri gerektiğinden, Allah gökten bol, bol yağmurlar indirmiş, sonra çözümlenip çamur adını almışız ve bitkilere mama olmuşuz. Bitkilerde bize can veren mama yiyecek haline getirilmiş Allah tarafından. Bitki kökleri tarafından emilince, bitkisel hücrelere dönüşüp sebze, meyve adını alıp, insanlara ve canlılara gıda olduk. İnsanlar tarafından, hayvanlar tarafından, diğer canlılar tarafından yenilince üreme hücresine dönüştük, siperm adını aldık, döl yatağına atıldık ve döllendik ve karmaşık kimyasal işlemlerden geçip embriyo adını aldık. İşte her insan bu ve benzeri aşamalardan geçerek dünyaya gelir kendisine verilen yaşam sürecini tamamlar ve ölür, çürür ve tekrar ölü atomlara dönüşür toprağa karışır yani aslına cevherine, mayasına karışır. İşte Allah kanunlarıyla ahrette tekrar diriltecek ve hesap soracaktır. Allah hiçbir kanununa bağlı değildir, kanununa göre iş yapar ama, dilerse yeni kanunlar koyup farklı yöntemlerle yaratır. Allah şöyle buyuruyor, 31/ Lokman 28, “ Sizin yaratılmanız ve diriltilmeniz, ancak tek bir kişinin yaratılması ve diriltilmesi gibidir. unutulmasın ki, Allah her şeyi bilen ve görendir.” 40/ Mümin 68, “ Allah, hem dirilten, hem de öldürendir. Allah, herhangi bir işin olmasını dilediği zaman yalnız ol der o da oluş sürecine girer ve oluşur.” Allah’a imanla birlikte ahrete inanmak İslam’ın en önemli iki şartıdır. Ölümden sonra diriltilip hesap vereceğiz.



















