Resule, Elçiye, Nebiye ve Peygambere uyup, itaat ne demektir?
 3/ Ali İmran 132. “ Allah’a ve elçisine itaat edin ki, merhamet  olunasınız.”        4/ Nisa 80.  Elçiye itaat eden Allah’a  itaat etmiş olur. Biz Peygamber’imize  niçin  uyarız?  Peygamber  Allah’ın  elçisidir. Allah’ın mesajını,  vahiy’i  getiren  kişidir. Vahiy’e  uymak,  hem  vahiy’i  gönderen  Allah’a  ve  de  vahiy’i  getiren  elçiye  uymuş olur. Hz. Muhammed’e  elçi  denmesinin  sebebi,  kendisinin olmayan, Allah’ın vahiy’ini  getirip  insanlığa  tebliğidir. İtaat  edilmesi  istenen  kişi,  Peygamber’dir.  Peygamber  kendisi namına  değil, Allah  namına  konuşmaktadır. Vahiy’i,  Allah’tan  alıp, insanlara  tebliğ  edeceği  için elçiye  itaat, O’nu  gönderene  yani,  Allah’a  itaattir. Kuran  her  insana  ayrı, ayrı  vahiy  edilmedi ki, insanlık  Kuran’ı   Peygamber’imizden  öğrendi. Eğer, Allah  Kuran  ile hüküm  koydu, Peygamber de, hadislerle  ilave  hüküm  koyar  denilirse  o  zaman  iki  tane  din  koyucu  olur  ve  o  zaman,  Allah  ve Peygamber  ortak  yapımı  bir din olmuş olur.   6/ Enam 114. “ Allah size kitabı  detaylandırmış  ve açıklatıcı  bir şekilde  indirmişken,  Allah’ın  dışında  başka  bir  hüküm  koyucu  mu  arayayım.”  Yine   66 / Tahrim 1.  “Ey Peygamber!  Eşlerinin  rızasını  gözeterek  Allah’ın  sana  helal  kıldığını  sen  niçin kendine  haram  ediyorsun.”  5/ Maide 67.  “Ey elçi, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak  olursan  Allah’ın  elçiliğini ve Kuran’ı  tebliğ  etmemiş  olursun.”   21/ Enbiya 45. “De ki: Ben sizi  yalnızca vahiy ile korkutuyorum.”
3/ Ali İmran 132. “ Allah’a ve elçisine itaat edin ki, merhamet  olunasınız.”        4/ Nisa 80.  Elçiye itaat eden Allah’a  itaat etmiş olur. Biz Peygamber’imize  niçin  uyarız?  Peygamber  Allah’ın  elçisidir. Allah’ın mesajını,  vahiy’i  getiren  kişidir. Vahiy’e  uymak,  hem  vahiy’i  gönderen  Allah’a  ve  de  vahiy’i  getiren  elçiye  uymuş olur. Hz. Muhammed’e  elçi  denmesinin  sebebi,  kendisinin olmayan, Allah’ın vahiy’ini  getirip  insanlığa  tebliğidir. İtaat  edilmesi  istenen  kişi,  Peygamber’dir.  Peygamber  kendisi namına  değil, Allah  namına  konuşmaktadır. Vahiy’i,  Allah’tan  alıp, insanlara  tebliğ  edeceği  için elçiye  itaat, O’nu  gönderene  yani,  Allah’a  itaattir. Kuran  her  insana  ayrı, ayrı  vahiy  edilmedi ki, insanlık  Kuran’ı   Peygamber’imizden  öğrendi. Eğer, Allah  Kuran  ile hüküm  koydu, Peygamber de, hadislerle  ilave  hüküm  koyar  denilirse  o  zaman  iki  tane  din  koyucu  olur  ve  o  zaman,  Allah  ve Peygamber  ortak  yapımı  bir din olmuş olur.   6/ Enam 114. “ Allah size kitabı  detaylandırmış  ve açıklatıcı  bir şekilde  indirmişken,  Allah’ın  dışında  başka  bir  hüküm  koyucu  mu  arayayım.”  Yine   66 / Tahrim 1.  “Ey Peygamber!  Eşlerinin  rızasını  gözeterek  Allah’ın  sana  helal  kıldığını  sen  niçin kendine  haram  ediyorsun.”  5/ Maide 67.  “Ey elçi, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmayacak  olursan  Allah’ın  elçiliğini ve Kuran’ı  tebliğ  etmemiş  olursun.”   21/ Enbiya 45. “De ki: Ben sizi  yalnızca vahiy ile korkutuyorum.”
Peygamber’imizin daha önce imanı bilmediği doğru bir yolda olmadığı ayetlerle açıklanıyor. 93/ Duha 7. “ Seni sapmış bulup da doğru bir yola iletmedi mi?” Yine 42/ Şura 52. “ İşte böylece sana da emrimizden bir ruh vahiy ettik. Sen Kitap nedir, İman nedir bilmezdin.” Peygamberin, imanı bilmediği dönem nasıl olur da, insanlara din diye takdim edilip örnek gösterilir.
Bu ayetler, Peygamberin helal koyamayacağını, İslam’ı ve dini Allah’ın emri Kuran’dan öğrendiğini ve doğru yola ulaştığını açıklıyor. O zaman, gerçek şöyle, Allah’ın Kuran’ına karşı başka bir delil olamaz olması da söz konusu değildir. Allah’ın vermediği bir yetkiyi, peygamberde olsa, bizim vermemiz şirk olur, biz din koyucu değiliz.
Müşrikler de, önceden şöyle demişler. Beğenmedikleri, ayetleri, Peygamberimizden değiştirip, getirmesini istemişler. Eğer bu mümkün olsaydı, o zaman değiştirilirdi. 7/ Araf 203. “Onlara bir ayet getirmediğin zaman, şuradan buradan derleyip getirseydin ya derler. Ben sadece Rabbimden bana vahiy edilene uyuyorum.”
Bir de sıkça söylenen, şu delilsiz mazerete, söze bakalım. Bunları söyleyip de milletin kafasını karıştırma diyorlar. Tabi ki, bu ve benzeri asılsız söylemleri ilk önce, geçmiş milletler, Peygamber’lerine söylemişlerdir. Nuh Peygamber’e itirazları . 23/ Müminun 24. “ Biz geçmişteki atalarımızdan böyle bir şey duymadık. Hud, Peygamber’e itirazları. 7/ Araf 70. “ Dediler ki: Sen bize yalnızca Allah’a kulluk etmemiz ve atalarımızın kulluk etmekte olduklarını bırakmamız için mi geldin.” Salih Peygamber’e itirazlar. 11/ Hud 62. ” Dediler ki: Ey Salih, sen şimdi, babalarımızın yaptıklarından, bizi engelleyecek misin?” Şuayıb Peygamber’e itirazları. 11 Hud 87. “ Dediler ki: Ey Şuayıb atalarımızın kulluk ettiklerinden vazgeçmeyi yahut mallarımız konusunda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi sana namazın m ı emrediyor.” İbrahim Peygamber’e itirazları, 26/ Şuara 74. “ Ama biz atalarımızı böyle yapar bulduk.” Yine, 26/ Şuara 75,76. “ İbrahim dedi ki: İyi ama ister siz, ister önceki atalarınız, neye kulluk ettiğinizi biraz olsun düşündünüz mü?” Musa Peygamber’e itirazlar. 28/ Kasas 36. “ Biz önce ki atalarımızdan böylesini işitmemiştik.” Hz. Peygamber’e itirazlar. 34/ Sebe 43. “ Bu, sizi, atalarımızın kulluk etmekte olduğunuz şeylerden, alıkoymak isteyen, bir adamdan başkası değildir.” Allah’ın rızasından korkmuyor insan, ama ne yazıktır ki, insanların ve toplumun kınayıp dışlamasından korkuyor. 71/ Nuh 13. “ Size ne oluyor ki, Allah’a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz.” 18/ Kehf 26. “ Allah kendi hükümranlığına din koyuculuğuna, kimseyi ortak etmez.” 49/ Hucurat 16. “ De ki: siz dininizi Allah’a mı öğretiyorsunuz? Böyle şeyleri söyleyip de milletin kafasını karıştırma diyenlere cevabı biz değil, Allah Kuran’da bu ayetlerle cevap veriyor.
İnsanların şuur altı, Kuran dışında ki, hurafe inanç sistemleriyle doldurulmuştur. Allah Kuran’da ki 150 yi, aşkın ayetlerle, bu konuyla ilgili ve insanları uyarıyormuş, Allah bunları yasaklamış, Peygamber uyarmış ne önemi var. Yeter ki , birileri, şöyle demiş olsun falan ulema bu konuda şunu söylemiş ya sen ona bak, mübarek! Türbelere, gidilip ve onlar dan da Allah’ın yanında yardım isteniyor ya, onların yüzü suyu hürmetine, yatırların, veli, evliyanın aracılığı ile Allah dualarımızı kabul edeceğine inanılıyor ya, sen ona bak. Allah’ın, Kuran’da ki emri, Peygamberin tavrı hiç de önemli değil. Peki, ya ölçü kaçtıysa, sınır aşılmışsa, Kuran çizgisinden sapılmışsa o zaman ne olacak? Kaybeden o insan olacak. Bu kadar inadın ve kör ısrarın sonu korkunçtur. Belki yanlış olabilir, bir Allah’ın emri olan Kuran’a bakayım ve Peygamber’in tavır ve uygulaması nasıl, ona göre hatamı ve hayatımı düzenleyim denilmesi gerekmez mi?
21/ Enbiya 24. “Yoksa Allah’ın yanında Allah’la birlikte birtakım tanrılar mı edindiler? De ki: Haydi delillerinizi getirin. İşte benimle beraber olanların kitabı ve benden öncekilerin kitabı. Ama onların çoğu hakkı bilmezler ve bu yüzden de yüz çevirirler.”



















